Felsefe yapan İmparator(Marcus Aurelius)"

 Giriş

Selam dostlar.Bugün yine başka bir içerikle karşınızdayım bu sefer. Aslında başka bir içerik üretecektim fakat böyle bir içerik üretmek istiyorum.Bugün anlatacağım şey ise Platonun devlet kitabında bahsettiği Filozof Kral Marcus Aurelius'u ve Filozof kral kavramını anlatıp tarihten örneklerden de değineceğim. İyi okumalar.

Filozof Kral: Platon ilk kez Filozof kral kavramına Devlet adlı eserinde yer vermiştir. Bu kavram  ise Platon'un düşünce yapısında Ülke veya Kent'i adil şekilde yönetenlere filozof kral tabirini kullanmıştır. Bu anlayışta Yöneticiler bu anlayışta askeri zekaya,Cesaretli yetenekli,Tok gözlü ve kararları sorgulanmayacak kişilerdir. Platonun bu konuda başka bir sözü vardır: Ya krallar filozof olmalı ya da Filozoflar kral olmalı .Burada şöyle bir eleştiri gelebilir: Felsefenin boş bir şey olduğu  ve bir işe yaramadığı  söylendiğinden tartışılır .Neyse Platon'un sözüne dönecek olursak Burada Devlet yönetiminin başına Bir filozof ruhlu birinin geçmesini savunur yani burada ya akıllılar güçlü ya da güçlüler akıllı olmalıdır anlamı da çıkabilir ve başka düşüncesinde Toplum felsefecilerden yararlanamıyorsa suç halkındır. .

 Marcus Aurelius kimdir: Marcus Aurelius MS 121 yılında Roma İmparatorluğunun başkenti olan Roma'da Dünyaya geldi.Babası Preator Marcus Annius  Veron ve Domitia Lucilla'dır. Babasını küçük yaşta kaybeden Marcus'un dedesi ile kurduğu bağ onun geleceği için çok önemli bir bağ olacaktı. Büyük babasından Sağlam bir karakter ile Öfkeden kaçınmayı öğrenmişti. Bunun dışında Ailesi sayesinde  Roma aristokratlarına yaraşır bir şekilde  eğitim almıştır. Resim Öğretmeni olan Diognetus'tan Mütevazı yaşam felsefesini öğrenmişti. Bu durumda çocukluğunda yerde yatma ve Sade giyinme alışkanlıkları edinmiştir. Marcus Aurelius'un Diognetus'tan başka akıl hocaları da vardı. Bunlar Cotium'lu Alexander,Trosius Aper,Tuticius Proculus gibi aristokratlardan da Latince ve edebiyat dersi almıştı. Hocası Alexander'dan Şekilden ziyade Anlama dayalı edebiyat anlayışı Marcus'un hoşuna gitmişti. Marcus eğitim aldığı yıllarda İmparator Hadrianus rahatsızlanmış ve Marcus'un müstakbel kayınpederi Lucius Ceionius'tan yana kullanmıştır. Lucius'un da sağlık durumu Hadrianus gibi kötü durumdaydı ve Hadrianus'tan daha önce ölmüştü. Hadrianus varis için Antonius'u seçmişti. Hadiranus 10 TEMMUZ 137 tarihinde hayatını kaybetti. Romanın başına geçen Antonius kızı Faustina'yı nişanlandırıp Roma'nın ikinci adamı olmuştu. Fakat Marcus nişanlandıktan sonra yeni hayat tarzına adapte olamamıştı






.Roma sarayı şatafatlıydı fakat Marcusun zihin yapısının berraklığını savunuyordu. Saraya çıktığı dönemlerde ise eğlencelere katılmaya başlamış ve durum Marcus'u mutlu etmiyordu. Bunu gelecek  kitaplarında  bahsedecekti. Marcus bu dönemlerinde de boş durmuyor. Çeşitli yazarlardan hitabet ve Yunanca dersleri akıyordu. Bu dönemde Marcus hem devlet işlerine hem de eğitimine kafa yoruyordu. Marcus devlet işlerinden dolayı sıkılmış ve  Felsefeyle uğraşmak istiyordu. Yunanca öğretmeni ve aynı zamanda dostu olan Fronto aracılığıyla Stoa felsefesi ile tanışmıştı. Stoacılık akımında iyilik insan ruhunun bilgelik yolunda ilerleyen bedensel isteklerin ve aşırı arzuların kontrol altına alınmasıyla ulaşılabilecek bir şeydi. Stoacılığa göre Duygusuzluk savunulmaz Duyguların arzulara dönüşmemesi gerektiğini savunur. Onlar için en ölçülü ve dengeli olandı. Hayatın amacı ise  Aklın ve mantığın yolunu takip etmek, Şiddetli tutkulardan, Abartılı yaşam tarzından uzak durarak huzurlu bir iç sağlığa sahip olunabilirdi. Stoacılara göre İnsan kendi içinde huzur ve sevgiye ulaşabilirse onun canını sıkan şeylerin zarar vermesi mümkün olmayacaktı ve başka kimselere zarar vermeyecekti. İmparator olmadan önce üç küçük çocuğunu erken yaşlarda kaybetmişti. Böylesine bir acıya dayanmak onun gibi güçlü insan için bile zordu fakat hem felsefesi hem de devlet varisi olduğundan dolayı acısını sineye çekti ve görevine devam etmiştir. Marcus 161 yılında ikili yönetimde   Lucius ile devlet yönetmeye başladıktan sonra iki tane  durumla karşılaştı biri şatafatlı hayat ve yozlaşmış insanlardı bunlar Marcus için ters bir durumdu fakat Marcus halkı için devlet yönetiminde kalmaya devam etti sağlık problemleri ve bitmeyen seferler nedeni ile viyana civarlarında hayatını kaybetti







Yorumlar

Popüler Yayınlar